16 Ağustos 2015 Pazar
4 Temmuz 2015 Cumartesi
30 Haziran 2015 Salı
26 Haziran 2015 Cuma
25 Haziran 2015 Perşembe
23 Haziran 2015 Salı
TEK AYAKKABI
Ayakkabıcı, yeni getirdiği malları vitrine yerleştirirken, sokaktaki bir çocuk onu izlemekteydi. Okullar kapanmak üzere olduğundan, spor ayakkabılara rağbet fazlaydı. Gerçi mallar lüks sayılmazdı ama, küçük bir dükkan için yeterliydi. Onların en güzelini öntarafa koyunca, çocuk vitrine doğru biraz daha yaklaştı. Fakat bir koltuk değneği kullanmaktaydı. Hem de güçlükle.. Adam ona b
ir kez daha göz attı. Üstündeki pantolonun sol kısmı, dizinin alt kısmından sonra boştu. Bu yüzden de sağa sola uçuşuyordu. Çocuğun baktığı ayakkabılar, sanki onu kendinden geçirmişti.Bir müddet öyle durdu. Daldığı hülyadan çıkıp yola koyulduğunda, adam dükkandan dışarı fırlayıp:
- Küçükk!. diye seslendi. Ayakkabı almayı düşündün mü? Bu seneki modeller bir harika!.
Çocuk, ona dönerek:
- Gerçekten çok güzeller!. diye tebessüm etti. Ama benim bir bacağım doğuştan eksik.
- Bence önemli değil!. diye, atıldı adam. Bu dünyada her şeyiyle tam insan yok ki!. Kiminin eli eksik, kiminin de bacağı. Kiminin de aklı ya da vicdanı.
Küçük çocuk, bir şey söylemiyordu. Adam ise konuşmayı sürdürdü:
- Keşke vicdanımız eksik olacağına, ayaklarımız eksik olsa idi.
Çocuğun kafası iyice karışmıştı. Bu sefer adama doğru yaklaşıp:
- Anlayamadım!. dedi. Neden öyle olsun ki?
- Çok basit!. dedi, adam. Eğer yoksa, cennete giremeyiz. Ama ayaklar yoksa, problem değil. Zaten orda tüm eksikler tamamlanacak. Hatta sakat insanlar, sağlamlara oranla, daha fazla mükafat görecekler...
Küçük çocuk, bir kez daha tebessüm etti. O güne kadar çektiği acılar, hafiflemiş gibiydi. Adam, vitrine işaret ederek:
- Baktığın ayakkabı, sana yakışır!. dedi. Denemek ister misin?
Çocuk, başını yanlara sallayıp:
- Üzerinde 30 lira yazıyor, dedi. Almam mümkün değil ki!.
İndirim sezonunu, senin için biraz öne alırım!. dedi adam. Bu durumda 20 liraya düşer. Zaten sen bir tekini alacaksın, o da 10 lira eder. Çocuk biraz düşünüp:
Ayakkabının diğer teki işe yaramaz!. dedi. Onu kim alacak ki?
- Amma yaptın ha!. diye güldü adam. Onu da, sağ ayağı eksik olan bir çocuğa satarım.
Küçük çocuğun aklı, bu sözlere yatmıştı. Adam, devam ederek:
- Üstelik de öğrencisin değil mi? diye sordu.
- İkiye gidiyorum!. diye atıldı çocuk. Üçe geçtim sayılır.
- Tamam işte!. dedi adam. 5 Lira da öğrenci indirimi yapsak, geri kalır 5 lira. O da zaten pazarlık payı olur. Bu durumda ayakkabı senindir, sattım gitti!.
Ayakkabıcı, çocuğun şaşkın bakışları arasında dükkana girdi. İçerdeki raflar, onun beğendiği modelin aynısıyla doluydu. Ama adam, vitrinde olanı çıkarttı. Bir tabure alıp döndükten sonra, çocuğu oturtup yeni ayakkabısını giydirdi. Ve çıkarttığı eskiyi göstererek
- Benim satış işlemim bitti!. dedi. Sen de bana, bunu satsan memnun olurum.
- Şaka mı yapıyorsunuz? diye kekeledi çocuk. Onun tabanı delinmek üzere. Eski bir ayakkabı, para eder mi?
- Sen çok câhil kalmışsın be arkadaş.. dedi, adam. Antika eşyalardan haberin yok her halde. Bir antika ne kadar eski ise, o kadar para tutar. Bu yüzden ayakkabın, bence en az 30- 40 lira eder.
Küçük çocuk, art arda yaşadığı şokları, üzerinden atabilmiş
değildi.Mutlaka bir rüyada olmalıydı. Hem de hayatındaki en güzel rüya. Adamın, heyecandan terleyen avuçlarına sıkıştırdığı kağıt paralara göz gezdirdikten sonra, 10 liralık banknotu geri vererek:
- Bana göre 20 lira yeterli.. dedi. İndirim mevsimini başlattınız ya!..
Adam onu kıramayıp parayı aldı. Ve bu arada yanağına bir öpücük kondurdu.
Her nedense içi içine sığmıyordu. Eğer bütün mallarını bir günde satsa, böyle bir mutluluğu bulamazdı. Çocuk, yavaşça yerinden doğruldu. Sanki koltuk değneğine ihtiyaç duymuyordu. Sımsıcak bir tebessümle teşekkür edip:
- Babam haklıymış!. dedi. 'Sakat olduğum için, üzülmeme hiç gerek yok!'
demişti.
* Her Rüzgar Savuracak Bir Toz bulur,
* Her Hayat Yaşanacak Bir Can Bulur,
* Her Umut Gerçekleşecek Bir Düş Bulur
* Bulunmayacak Tek Şey Senin Benzerindir.
20 Haziran 2015 Cumartesi
FIRTINA...!
İyi-kötü, güzel-çirkin, mutlu-üzgün,... Bir sürü sıfatı, ismi,zamiri içine alıp dünya denen çarkta dönmeye devam ediyor.
Bir de öyle sağlam temeli var ki her yükün altından girip, üstünden çıkmayı başarabiliyor. tek kelimeyle MÜKEMMEL...
19 Haziran 2015 Cuma
DAĞLARIM...!
17 Haziran 2015 Çarşamba
RAMAZAN..!
*Mübarek Ramazan ayı; sana vücudunun sıhhat ve selameti olan az yemeğe. Ruhunun sıhhat ve selameti olan günahsız olmaya. Dininin sıhhat ve selameti olan Peygamber Efendimizin güzel ahlakına sahip olmaya vesile olsun.
16 Haziran 2015 Salı
14 Haziran 2015 Pazar
MUTLULUK GÖMLEĞİ...
HARİKA BİR KISSA- LÜTFEN OKUYUN!
MUTLULUK ÜZERİNE BİR KISSA
Çevresinde varlığı ile ün yapana mutsuz bir adam varmış. Eşiyle saray gibi bir yerde yaşarlarmış. İkisi de ne isterlerse alıyor, Nereye isterlerse gidiyor, gönüllerince eğleniyorlarmış. Adam ve eşi zaman gelmiş, artık kendilerini mutlu edecek bir şey bulamamışlar. Dünyanın bütün nimetleri ayakları altında ama mutlu değillermiş.
Bir Bilge kişisini huzuruna çıkmışlar. Bilgeye mutluluğun formülünü sormuşlar.
Bilge, onları dinledikten sonra şöyle demiş: „Mutsuzluktan kurtulmanın tek yolu, mutlu bir adamın gömleğini giymektir“.
. Adam ve eşi aramışlar, taramışlar; fakat mutlu birine rastlayamamışlar. Kimileri eşinden, kimileri yoksulluktan, kimileri de soğuktan yakınıyormuş. Çaresiz eve dönmeye karar vermişler.
O sırada bir evin önünden geçiyorlarmış. İçeriden birinin şöyle dua ettiğini duymuşlar:
– „Allahım, sana şükürler olsun. Bugüne dek ne istedimse verdin. Ben mutlu olmayayım da kim mutlun olsun? „
Bunun üzerine hemen içeri dalmışlar. İçerde diz çökmüş dua eden sırtında bir gömleği bile olmayan bir adam, yanında bir parça kuru ekmeği kemiren bir çocuk görürler.
Hepimiz, belki de zengin adam ve eşi gibi mutluluk gömleğini arıyoruz. Fakat bu beyhude bir çabadır.
Asıl mutluluk, belki de çıplak bir adamın şükür duasındadır, Belki de ayaklarında ayakkabı olmadığı halde sokakta sekerek oynayan bir yetim çocuğun ayakları altındadır.
Hazrılayan: Bilal Civelek
Çevresinde varlığı ile ün yapana mutsuz bir adam varmış. Eşiyle saray gibi bir yerde yaşarlarmış. İkisi de ne isterlerse alıyor, Nereye isterlerse gidiyor, gönüllerince eğleniyorlarmış. Adam ve eşi zaman gelmiş, artık kendilerini mutlu edecek bir şey bulamamışlar. Dünyanın bütün nimetleri ayakları altında ama mutlu değillermiş.
Bir Bilge kişisini huzuruna çıkmışlar. Bilgeye mutluluğun formülünü sormuşlar.
Bilge, onları dinledikten sonra şöyle demiş: „Mutsuzluktan kurtulmanın tek yolu, mutlu bir adamın gömleğini giymektir“.
. Adam ve eşi aramışlar, taramışlar; fakat mutlu birine rastlayamamışlar. Kimileri eşinden, kimileri yoksulluktan, kimileri de soğuktan yakınıyormuş. Çaresiz eve dönmeye karar vermişler.
O sırada bir evin önünden geçiyorlarmış. İçeriden birinin şöyle dua ettiğini duymuşlar:
– „Allahım, sana şükürler olsun. Bugüne dek ne istedimse verdin. Ben mutlu olmayayım da kim mutlun olsun? „
Bunun üzerine hemen içeri dalmışlar. İçerde diz çökmüş dua eden sırtında bir gömleği bile olmayan bir adam, yanında bir parça kuru ekmeği kemiren bir çocuk görürler.
Hepimiz, belki de zengin adam ve eşi gibi mutluluk gömleğini arıyoruz. Fakat bu beyhude bir çabadır.
Asıl mutluluk, belki de çıplak bir adamın şükür duasındadır, Belki de ayaklarında ayakkabı olmadığı halde sokakta sekerek oynayan bir yetim çocuğun ayakları altındadır.
Hazrılayan: Bilal Civelek
12 Haziran 2015 Cuma
10 Haziran 2015 Çarşamba
9 Haziran 2015 Salı
PSİKİYATRİ...!
Bu yazıyı okuyanların görüşleri ne olur acaba?
UMUDUNU KAYBETME...!
Acıyı sil…Umudunu kaybetme
Her fırtınanın ardından bir güneş doğar, yüreklerdeki umudun üzerine… Gözyaşının bile görevi vardır; ardından gelecek gülümseme için ‘temizlik yapar’ salına salına akarken yüzde… Ve bir gün herşey düzelir de, bugünün felaketi, o gün ‘Meğer bir tecrübeymiş’ denilerek unutuluverir nasıl olsa… Ama bir şartı vardır umudun senden: “Bana inan, sakın vazgeçme benden”
8 Haziran 2015 Pazartesi
KARPUZ VE KALORİSİ
1 dilim karpuz kaç kalori: A, C vitaminleri ve potasyum bakımından oldukça zengin bir meyvedir. Şeker içeriği bol olduğundan tüketimi konusunda dikkatli olunmalıdır. Bir dilim karpuz 300 gramdır. Bu miktarda tahmini olarak 114 kaloriye eşittir. Bir porsiyon(tabak) karpuz(150 gram) 57 kalori içerir. Bir orta boylu dilim karpuz(220 gramdır) 88 kcal, bir dilim ince karpuzun kalori değeri bir tabak ile eş değerdir. Üçgen şeklinde kesilmiş karpuz 50 gram olup 19 kcal’a eşittir. Kan şekeri yüksek olan kişilerin az miktarda yemeleri gerekir. Şeker oranı yüksek olduğundan aşırı yediğiniz de kan şekeri seviyesinin artmasına neden olur.
Karpuz besin değerleri
100 gramı ne kadar Karbonhidrat içerir: 8.28(g)
100 gramı ne kadar Protein içerir: 0.60(g)
100 gramı ne kadar Yağ içerir: 0.20(g)
100 gramı ne kadar Protein içerir: 0.60(g)
100 gramı ne kadar Yağ içerir: 0.20(g)
Karpuz Kilo yapar mı: Kilo vermek için diyet yaptığınız sırada kandaki şeker seviyesi düşeceğinden yemek yeme ihtiyacını güdersiniz. Hemen ardından bir dilim karpuz yediğiniz de tokluk hissi duyacaksınız. Bunun nedeni ise karpuzun içerdiği şeker sayesinde kan şekeri düzeyinin artış göstermesidir. Meyveye kırmızı rengini veren likopen maddesi kalp hastalıklarından cildin yaşlanmasından, cilde meydana gelen etkilerin yavaşlamasını sağlar. Belirtilen maddenin aynısı domatesin içerisinde de vardır. Peki bu kadar faydası olan karpuz kilo aldırır? mı? Yağ ve kolesterol(hayvansal gıdalarda bulunur) içermeyen karpuzdan iki üç dilim yemek kilo aldırmaz. Ancak içerdiği yüksek şeker sebebinden dolayı kilo alımına neden olabilir. İçerdiği vitaminler sayesinde fazlalıklarından kurtulmak isteyenlerin tüketmeleri gereken meyveler arasındadır. Şayet bir oturuşta tüm karpuzu bitiriyorsanız yüksek miktarda şeker almış olursunuz. Bilinçli tüketilmesi uzmanlar tarafından önerilmektedir.
Karpuz Kaç Kaloridir Besin Değerleri Nelerdir
Karpuz Faydaları ve Zararları neler: Yaz mevsiminin vazgeçilmeyen meyveleri arasında yer almaktadır. Böbreklerin düzenli çalışmasını sağlar. Bazı kanser çeşitlerinin oluşmasını önlemektedir. Düşük oranda kalorisi olduğundan rejim yapanların tüketmeleri gereken bir besindir. Kan basıncı olağan bir şekilde dengelemektedir. İçinde barındırdığı potasyum sayesinde kalbin düzenli şekilde çalışmasını sağlar. İçerdiği lif sayesinde bağırsakların çalışmasını sağlar. Her derde deva olan karpuz, yaz aylarında serinlemek amacıyla tüketilmesi tavsiye edilen bir meyvedir. Kanser tedavisine ve korumasına yardımcı olmasının yanında kalp fonksiyonlarının düzenli olarak çalışmasına ve kan basıncının düşmesini sağlar. Bol miktarda C vitamini ve potasyum içerdiğinden kanser çeşitlerine karşı etkili bir koruma sağlar. Uzmanlar karpuzun iyi bir lif kaynağı olduğunu belirterek bağırsakların düzenli çalışmasını sağlayarak bağırsak kanserinin oluşmasını engeller. Yağ ve kolesterol bulundurmadığından kalori değeri oldukça düşük olan bu meyveyi kilo verenler rahatlıkla tüketebilir(Bilinçsiz şekilde tüketildiği takdirde kilo alımına neden olabilir.)
Yaz aylarında hem ucuz olmasından hemde sevilerek yenildiğinden bol miktarda tüketilmesi önerilir. Büyük bir kısmı su olan bu meyvenin hazmı kolay olur. Hazımsızlık sorunu yaşatmaz. Vücutta zararlı toksinlerin dolaylı yollarla atılmasını sağlar. Enerji özelliğe sahip olan karpuz magnezyum, B6 ve B1 vitaminleri açısından iyi bir kaynaktır. Göz sağlığa faydası çoktur. İdrar söktürücüdür, böbreklerin daha düzenli çalışmasını sağlar. Sindirim sistemine kolaylık sağlar. Karpuz fazla tüketilmediği takdirde herhangi bir zararı yoktur.
7 Haziran 2015 Pazar
6 Haziran 2015 Cumartesi
RAHATLAMAK....!
Kafa yorgunluğu..
Beden yorgunluğu..
Daha ilerisi gönül yorgunluğu..
Yani;
Yılgınlık..
Bezginlik..
Bitkinlik..
Halsizlik..
……………………….
Fiziken..
Ruhen..
Kalben.
Eğer her şeye rağmen yorgunluk baş göstermişse,
Gidişat o yönlüyse,
Bırakın o zaman..
Kendinizi bırakın..
Gevşeyin,
Rahatlayın,
Rölantiye alın..
Bir süreliğine minimumda seyredin..
Uyuyun yani..
Her türlü endişeden,gamdan,kederden,tasadan uzak bir formata girin..
Sıkılmak...!
hatta o kalabalık ortamlar belgesel gibi gelir, yeri gelir.
ama gerçekten insanlardan sıkılınca, yalnız olduğun evin duvarları bile üstüne gelir, yüz olur, ses olur, dokunur, bırakır, sıkar, boğar, ağlatır ve nihayet susturur.
5 Haziran 2015 Cuma
YAŞAMIN YANKISI....
Bir adam ve oğlu ormanda yürüyüş yapıyorlarmış. Birden çocuk ayağı takılıp düşüyor ve cani yanıp ‘AHHHHH’ diye bağırıyor. İleride bir dağın tepesinden ‘AHHHHH’ diye bir ses duyuyor ve şaşırıyor. Merak ediyor ve
– ”Sen kimsin?” diye bağırıyor. Aldığı cevap ‘Sen kimsin?’ oluyor. Aldığı cevaba kızıp
– ”Sen bir korkaksın!” diye tekrar bağırıyor. Dağdan gelen ses ‘Sen bir korkaksın!’ diye cevap veriyor.
Çocuk babasına dönüp
Çocuk babasına dönüp
– ”Baba ne oluyor böyle?” diye soruyor.
– ”Oğlum” der babası, ”Dinle ve öğren!” ve dağa dönüp ”Sana hayranım!” diye bağırıyor.Gelen cevap ”Sana hayranım!” oluyor. Baba tekrar bağırıyor,
– ”Sen muhteşemsin!”Gelen cevap; ”Sen muhteşemsin!’. Çocuk çok şaşırıyor, ama halen ne olduğunu anlayamıyor.Babası açıklamasını yapıyor:
– ”İnsanlar buna yankı derler, ama aslında bu yaşamdır. Yaşam daima sana senin verdiklerini geri verir. Yaşam yaptığımız davranışların aynasıdır. Daha fazla sevgi istediğin zaman daha çok sev! Daha fazla Şefkat istediğinde, daha şefkatli ol! Saygı istiyorsan insanlara daha çok saygı duy. İnsanların sabırlı olmasını istiyorsan sen de daha sabırlı olmayı öğren. Bu kural yaşamımızın bir parçasıdır, her kesiti için geçerlidir.” Yaşam bir tesadüf değil, yaptıklarınızın aynada bir yansımasıdır.
4 Haziran 2015 Perşembe
Kapı açılır...!
2 Haziran 2015 Salı
2 hazirandan güzellikler..
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)